25.03.2019
Okul seçimi anne babaların en zorlu kararlarından biri. Çünkü, seçtiğiniz okul çocuğunuzun geleceğine etki edecek. Çocuğunuzun kişiliğinin oluşmasından bilişsel kapasitesine, duygusal zekâsının gelişmesinden ilgi alanları ve sosyal dünyasına dek birçok konu okul seçiminden doğrudan veya dolaylı etkilenir. Bu sebeple de "doğru okul" önemli.
Anaokulundan lisenin sonuna kadar geçen dönemde çocuğumuz, evde bizimle geçirdiğinden daha fazla zamanı okulunda geçiriyor olacak. İlk uzun soluklu arkadaşlıkların temeli okulda atılacak, öğrenmeye ve keşfetmeye yönelik heyecanın kıvılcımları okulda oluşacak, sevinçlerin en güzellerinden bazıları ve hayal kırıklıklarının bir kısmı okulda yaşanacak. Kısacası okul, çocuğumuzun hayatının en önemli ve vazgeçilmez parçalarından biri olacak. Peki, çocuğumuz okulunda mutlu olabilecek mi? Hayatının bu dönemini mutlu, tamamlanmış ve bütün yaşayabilecek mi?
İnsan kendini ifade edebildiği, değerlerinin ve yaklaşımlarının takdir gördüğü bir ortamda mutluluğa daha kolay erişir. Her birey kendine has özelliklere sahiptir. Okul, bu özelliklerin farkına varmalı, bunları güçlendirecek, geliştirecek bir yaklaşımla çocuklara eğilmelidir. Farklı özellikleri çeşitlilik olarak görmeli, herkesin fikrini söyleyebildiği, kendini değerli hissettiği ve bir bütün olarak değerli bir topluluğun parçası olabildiği bir ortam sunmalı. Okul; güvenli bir eğitim ortamı olarak adlandırabileceğimiz bir ortamda çocuklarımızın özgüvenli, farklılıklardan beslenen ve birbirine saygı duyan bireyler olarak yetişmelerine zemin hazırlayabilmeli.
Mutluluk veren bir eğitim ortamı mutlu eğitimcilerle başlar. Okul, öğretmen ve eğitim kadrosu alanında deneyimli, tecrübeli ve etkin olmalı. Okul, kurumsal değerlerini öğretmenlerin kişisel yetkinlikleri ile bütünleştiren bir sistem oluşturmalı ve öğretmenlerin kendilerini huzurlu, güvende ve değerli hissettiği bir ortam da sağlamalı. Uzun yıllardır eğitim dünyasının içinden gelen öğretmenlerden oluşan bir eğitimci ekibi, öğrencilerin mutluluğuna giden yolda doğru parametrelerini belirlemeli ve bu yönde öğrencilere kalıplara sıkışmış bir eğitim vermekten ziyade bir yol gösterici bir moderatör gibi davranarak onların kendi yetkinliklerini hayata yansıtmalarına zemin hazırlamalı. Onlara bilgi aktarmak değil, bilgiye erişmelerine yardımcı olmalı ve bilgiyi etkin kullanarak kendilerinin bir şeyler yarattığı bir deneyim yaşatmalıdır. Bu noktada eğitim kadrosunun deneyimi, birikimi ve yaklaşımı çok önemlidir.
Çocuklarımızın mutlu bir eğitim hayatı geçirmelerinin önündeki en büyük engellerden biri de kaygılar.... Kimi zaman sınav, kimi zaman geleceği anlayamamak, kimi zaman çevresel baskılar... Çocuklarımızın aklındaki kaygılar onları mutluluktan uzaklaştırır. Seçtiğiniz okul çocuğunuzu bir birey olarak anlamalı, ona gelecekten kaygı duymasını gerektirmeyecek bir eğitim ve özgüven ortamı sağlamalıdır. Çocuklarımızın güçlü yönlerini ortaya çıkararak onları daha da etkinleştirilen, gelişim noktalarını güçlendiren, onları göre sınavlara veya yurt dışı eğitime hazırlayan, kendilerine güvenerek bu süreçlerde adım atmalarına imkan veren bir sistem ortaya koymalıdır okul... Çocuklarımız gelece güvenle bakmalı, çaba gösterdiklerinde başarıya ulaşacaklarından şüphe duymadan hayatlarını sürdürebilmelidir.
Günümüzde çocuklarımız çok dinamik bir sosyal ortamın içinde büyüyor. İletişim, teknoloji ve etkileşim bu dünyanın olmazsa olmazları. Kendini bu dünyada yetersiz hisseden bir bireyin mutlu olması da zor. Bu nedenle okul öncelikle çok iyi bir iletişim formasyonu sağlamalı. Çocuklarımız kendi dillerinde ve İngilizce olarak kendilerini çok açık ve rahat ifade ederek iletişim ve etkileşim kurabilmeli. Dünya vatandaşları olan çocuklarımız hayatlarının erken aşamalarında uluslararası etkileşimlere açık olmalı. Okul çok güçlü bir İngilizce ve IB, PYP, DI gibi uluslararası organizasyonlarla işbirlikleri sayesinde bu etkileşim ortamını sağlayabilmeli. Ayrıca teknolojiyi etkin kullanarak ve kullanmayı öğreterek çocuklarımızın verimlilik, dijital ayakizi ve iletişim anlamında gelişmiş çıktılar ortaya koymasına destek olmalı.
Mutluluğun önemli bileşenlerinden biri de yaratıcılıktır. Bireyler ortaya somut çıktılar koydukça, bir şeyler yarattıkça mutlulukları pekişir. Okul, gerek sanat, gerek bilim gerekse sosyal anlamda yaratıcılığı destekleyici bir platform sunmalıdır. Çocuklarımızın yetkinliklerine göre maker laboratuvarlarından nesnelerin interneti çalışmalarına, teknolojiyi sosyal fayda için kullanacak projelerden deneme ve yanılmaya yönelik tasarım odaklı düşünceye dek birçok teknik çocuklarımızın yaratıcılığını ve bir şeyler ortaya koyma mutluluğunu pekiştirmek için kullanılmalıdır.
ide okulları, çocuğunuzun çok iyi bir eğitim almasının yanı sıra mutlu olmasını da önemser. Her biri alanına çok deneyimli eğitim ve idareci kadrosu ile çocuğunuzu en doğru biçimde anlamak, yetkinliklerine en uygun biçimde eğitim sistemini özelleştirmek, teknolojiden sanat dallarına birçok alanda ona yaratıcılık fırsatı tanımak ide okulları’nın bakış açısının temelini oluşturur. Güvenli bir ortam içerisinde, farklılıkların zenginlik olarak görüldüğü bir eğitim sunan ide okulları, çocuğunuzun hem başarılı, hem kendine güvenli hem de mutlu bir birey olması için özel olarak kurgulanmış bir eğitim deneyimi sunar. Kısacası ide okulları, çocuğunuzun her sabah güler yüzle ve coşkuyla gideceği bir okul deneyimi sunar.
ide okullarının eğitim yaklaşımı ve vizyonu hakkında daha detaylı bilgi için tıklayınız: https://www.ide.k12.tr/
Diğer yazılar
29.03.2022
Çocuklarda Medya Araçlarının Kullanımı ve Ebeveyn Denetimi
Hayatımızın önemli bir parçası haline gelen teknolojik aletler, pandemi koşullarında kurtarıcı ve kolaylaştırıcı rolleriyle günlük yaşantımızda daha büyük bir alan kaplamaya başladı. Dijital araçlar; eğitime erişmek, bilgi edinmek, sosyalleşmek, beceri geliştirmek gibi amaçlarla kullanıldığında bile uygun kullanım koşulları sağlanmadığında çocuklarımızın sağlığı ve güvenliği için önemli bir tehdide dönüşebilir. Peki çocuklarımızın zarar görmesini engellemek için onları medya araçlarından uzak tutmak çözüm müdür?
04.04.2019
Çocuk Gelişiminde Babanın Rolü
Babalık rolü tıpkı annelik gibi çocuğa sahip olmayı istemekle başlar. Her iki eşin de çocuk sahibi olmaya karar vermeleri kendilerini bu göreve hazır hissetmeleri önemlidir. Etkin bir baba rolü çocukların her türlü gelişimlerine olumlu etki eder. Ahlak ve inanç sistemine dair değerler, çocuğun otorite ile olan ilişkisi baba üzerinden şekillenir. Özgüven, akademik başarı, sorumluluk, aidiyet duygusu, cinsel kimlik oluşumu ve başka birçok değerin kazanılmasında babalar kilit rolü oynar. Babasıyla arası iyi olan, onun desteğini hisseden çocuklar daha özgüvenli ve kendini daha gerçekçi değerlendirebilen bir kişilik yapısı kazanabilir. Baba cesaretlendirdiği kadar, sağlıklı sınırlar da koyan kişidir. Baba bir işin yapılmasına cesaretlendirirken, aynı zamanda nerede durulması gerektiğini de hatırlatan kişidir. Çocuğa cesareti ve kendi sınırlarını aynı anda öğretebilendir.
ide olarak
hangi yaşta olursa olsun herkesin bir fikri, fikirleri olduğuna inanıyoruz. Okullarımızda
herkesin fikirlerinin yargılanmadan, özgürce ifade edildiği, tartışıldığı bir eğitim ve sosyal
ortam oluşturmaya odaklanıyoruz.
ide’nin eğitim yaklaşımına ve güvenli ortamına değer
katan en büyük unsurların başında eğitim kadromuz geliyor. Her biri uzun yıllardır eğitim
dünyasının içerisinde yer alan, benzersiz tecrübeye sahip eğitim ve idareci kadromuz
öğrencilerimizi yarınlara hazırlıyor. ide’de eğitim kadromuz dünyadaki en güncel gelişmeleri
takip edip uygulayarak öğrencilerimizin sadece Türkiye’de değil, dünyada da yetkin bireyler
olarak yetiştirilmesi için kendilerini sürekli geliştiriyor.
Okul-öğrenci-aile uyumuna
büyük önem veren bir kurum olarak sadece öğrencilerimizle değil, velilerimizle de açık, net bir
iletişim kurmayı ve aynı dili kullanmayı önemsiyor ve bunu gerçekleştirmek için gerekli
platformları ve yaklaşımları hayata geçiriyoruz.