Dijital Ebeveynlik ve Değişen Anne-Baba Rolleri

12.11.2025

Dijital Ebeveynlik ve Değişen Anne-Baba Rolleri

Günümüzdeki çocukların dünyası artık sadece sokaklarda, sınıflarda ya da evin içinde değil ekranların ardında da şekilleniyor. Teknolojik dönüşüm, çocukların yaşam alanlarını kökten değiştirmiştir. Çocuklar, dijital teknolojinin doğal bir parçası olarak doğmuş ve büyümektedir de denilebilir. Tabletler, telefonlar, oyun konsolları ve sosyal medya; onların öğrenme biçimlerini, arkadaşlık ilişkilerini ve hatta benlik algılarını bile etkiliyor.

 ‘‘Dijital yerli’’ olarak adlandırılan bu kuşak, bilgiye ulaşma, iletişim kurma, eğlenme ve öğrenme biçimlerinde önceki kuşaklardan farklı bir yapıya sahiptir. Buna karşın ebeveynler çoğu zaman dijital yerli konumunun aksine ‘‘dijital göçmen’’ konumundadır. Ebeveynler kısaca bu dünyaya sonradan uyum sağlamaya çalışan yetişkinlerdir denilebilir. Bu durum, ebeveyn ile çocuk arasında yeni bir iletişim mesafesini doğurmuştur.

 Dijital dünya, çocuklarda dikkat dağınıklığı, duygusal doyumsuzluk ve sosyal izolasyon gibi psikolojik riskleri ortaya çıkarsa da aynı zamanda bilişsel esneklik, yaratıcılık ve bağımsız öğrenme fırsatları da sunar. Biz ebeveynler olarak hem olumlu hem de olumsuz yansımaları dijital dünyayı yasaklamaktan çok çocuğumuzla birlikte anlamayı ve sağlıklı sınırlar çizmeyi öğrenmeliyiz.

 Psikolojik Danışma ve Rehberlik (PDR) alanı, dijital ebeveynliği yalnızca teknolojiyle ilgili bir mesele değil, çocuğun duygusal, sosyal ve bilişsel gelişimini destekleyen bir süreç olarak görür.

  Bu nedenle ebeveynlikte temel amaç, “kontrol etmek” değil, “rehberlik etmektir.”


 Dijital Ebeveynlik Nedir?

Dijital ebeveyn, çocuğun dijital dünyayla olan ilişkisini bilinçli biçimde yönlendiren, teknolojiyi yasaklamak yerine öğretici, denetleyici ve rehberlik edici bir şekilde kullanan ebeveyndir.
Bu ebeveyn biçimi hem kendi dijital alışkanlıklarının farkındadır hem de çocuğuna dijital yaşamda etik, duygusal ve bilişsel beceriler kazandırmayı amaçlar. Dijital ebeveynlik, yalnızca ekran süresini kontrol etmekle sınırlı değildir; aynı zamanda çocuğun psikolojik gelişimini, duygusal güvenliğini, öz düzenleme becerisini ve çevrim içi davranış sorumluluğunu destekleyen bütüncül bir yaklaşımdır.

 Bu bağlamda “dijital ebeveyn”; çağımızın dijital dünyasının gereklerini yadsımayan, temel düzeyde dijital araçların kullanımına hâkim, uçsuz bucaksız bir alan olan dijital ortamlardaki olanakların ve risklerin farkında olan, çocuğunu bu risklere karşı koruyabilen, dijital araçların doğru kullanımı hakkında çocuğuna rol model olan, kişi haklarına gerçek hayatta saygı duyulması gerektiği gibi sanal ortamda da aynı şekilde davranılması gerektiğini çocuğuna aşılayan, teknolojik gelişmelere daima açık anne ve babadır.


 Dijital Ebeveynlikte Anne-Baba Rolleri

Dijital çağ, ebeveynlik rollerini köklü biçimde dönüştürmüştür. Geleneksel ebeveynlik; çocuğun fiziksel güvenliği, ahlaki gelişimi ve akademik başarısına odaklanırken; dijital ebeveynlik, tüm bunların çevrim içi yaşamla iç içe geçtiği yeni bir gelişim ortamını da kapsar.

 1.Okuryazarlık

Çok sayıdaki teknolojik gelişmeyle birlikte okuryazarlık kavramına “dijital okuryazarlık”, “teknoloji okuryazarlığı” gibi yeni kavramlar eklenmiştir. Dijital okuryazarlık kavramıyla kastedilen, temel seviyede teknolojiyi ve interneti kullanma becerisi ile bilgi-iletişim teknolojilerinde gizlilik politikaları bilgisine sahip olma kastedilmektedir.

 2.Etik

Etik rolü, internette kişi hak ve onuruna, özel hayatların gizliliğine saygılı ve bilgi ahlakına uygun davranmayı; bunun yanında ulaşılan bilgilerin doğruluğunu ve güvenliğini araştırmayı, bu bilgilerin hak sahiplerinin isteğine uygun davranmayı ve fikri mülkiyete saygılı olmayı gerektirmektedir.

 3. Rehberlik Edici Rol

Dijital ebeveynin temel işlevi, çocuğun teknolojiyle kurduğu ilişkiye rehberlik etmektir.
Bu rehberlik; yaşına uygun içeriklerin seçilmesi, çevrim içi zamanın planlanması, siber zorbalık, mahremiyet, dijital etik gibi konularda farkındalık kazandırılması gibi alanları kapsar.

 4.Model Olma Rolü

Ebeveyn, dijital davranışlarıyla çocuğa doğrudan model olur. Araştırmalar, çocukların dijital alışkanlıklarını ebeveynlerinden taklit ettiğini göstermektedir. Bu nedenle: yemek masasında telefona bakmamak, sosyal medyada sağlıklı paylaşımlar yapmak, dijital ortamda saygılı dil kullanmak ebeveynin dolaylı öğretim yöntemidir.
Model olma, sosyal bilişsel teori açısından kritik bir ebeveynlik rolüdür.

 5.Eğitici ve Bilgilendirici Rol

Dijital anne ve babalar, çocuklarına yalnızca “teknolojiyi kullanmayı” değil, “teknolojiyi anlamayı” öğretmelidir. Bu rol kapsamında ebeveyn: çocuğa bilgi güvenliği, kaynak doğrulama, dijital iz ve yapay zekâ farkındalığı gibi konularda rehberlik eder, çocuğun eleştirel düşünme becerisini destekler. Bu yaklaşım, 21. yüzyıl becerilerinin gelişimiyle doğrudan ilişkilidir.

 6.Duygusal Destek ve Güven Sağlama Rolü

Dijital dünyada çocuklar zaman zaman siber zorbalık, dışlanma, kaygı, mükemmeliyet baskısı gibi psikolojik risklerle karşılaşabilir. Bu durumlarda ebeveynin görevi, yargılamadan dinlemek, anlamaya çalışmak ve güvenli paylaşım ortamı yaratmaktır. PDR ve psikoloji açısından bu, çocuğun güvenli bağlanma duygusunu dijital ortamda da sürdürebilmesini sağlar.

7.Sınır Koyma ve Denetim Rolü

Sağlıklı dijital ebeveynlik, sınırsız özgürlük ya da aşırı yasaklama değildir. Ebeveyn, teknolojiyi düzenleyici ve tutarlı sınırlarla yönetmelidir. Bu rol; ekran süresi planlaması, oyun, sosyal medya veya dijital tüketim takibi, açık iletişimle yapılan anlaşmalar (ör. “Ekran Zamanı Sözleşmesi”) üzerinden yürütülür. Sınır koyma, çocuğun benlik kontrolü, sabır ve özdenetim becerilerini destekler.

 8.Birlikte Öğrenen Rolü

Dijital çağda ebeveynin “her şeyi bilen” değil, “birlikte öğrenen” bir rol üstlenmesi gerekmektedir. Çocuğun ilgi duyduğu oyunları, dijital uygulamaları veya sosyal medya akımlarını anlamaya çalışmak; ebeveyn-çocuk ilişkisinde kuşaklar arası empati ve iş birliği geliştirir. Bu tutum, çocuğun duygusal bağını güçlendirir ve ebeveyni “yasaklayan değil, paylaşan” bir figür haline getirir.

Bu Konuda Ne Yapılabilir?

Anne ve babaların dijital ebeveynliğe dair sorumluluklarını yerine getirebilmesi için özellikle en az çocuklar kadar internet, dijital aletler ve ekranın doğru kullanım şekilleri hakkında bilgi sahibi olmaları gerekmektedir. Çocuğunuzla birlikte bilgisayar ve internet kullanımıyla ilgili mantıklı ve uygulanabilir kuralların yer aldığı bir liste oluşturulmalıdır. Bu liste, bilgisayarın bulunduğu alanda görünür bir yere asılarak sürekli hatırlatıcı işlevi görmelidir. Ayrıca, çocuğunuzun belirlenen kurallara ne ölçüde uyduğunu düzenli olarak takip etmek önemlidir.

Çocuğunuza, çevrimiçi ortamlarda insanların her zaman kendilerini oldukları gibi tanıtmadıklarını ve dijital ortamda kimliklerin yanıltıcı olabileceğini anlatmanız da gereklidir.

0–10 Yaş Arası Çocuklar İçin Dijital Kullanım Önerileri

Erken yaşlardaki çocuklar, genellikle ebeveynlerinin yönlendirmelerine ve koydukları sınırlara daha fazla uyum gösterirler. Bu nedenle küçük yaş grubuna yönelik ebeveyn tutumları, dijital alışkanlıkların temellerinin atıldığı bu dönemde özel bir önem taşır. Bu dönem oldukça kritik bir dönemdir.

  • Bu yaşlar, teknolojiyle kurulan ilişkinin temel alışkanlıklara dönüştüğü aşamadır. Çocuğunuza erken yaşta sağlıklı ve sınırlı kullanım bilinci kazandırabilirseniz, ilerleyen yıllarda problemli teknoloji kullanımının önüne geçme olasılığınız oldukça artar.
  • Erken yaşlarda dijital kullanıma dair net kurallar ve sağlıklı bir çerçeve oluşturulmazsa, ilerleyen dönemlerde bu davranışları değiştirmek veya yeniden yapılandırmak çok daha zor hale gelir.
  •  Telefon, tablet ve bilgisayarlar kolayca ulaşılabilir yerlerde bulunmamalıdır. Bu cihazlara ait şifreler yalnızca ebeveynlerin bilgisi dahilinde olmalı ve güvenli şekilde saklanmalıdır.
  • Aile içinde ortak dijital kurallar belirlenmelidir. Teknoloji kullanımına dair aldığınız kararları sadece kendi aranızda değil, büyük aile üyeleri, kardeşler ve çocuğunuzun arkadaşlarının aileleriyle de paylaşmanız yararlı olacaktır. Böylece, çocuğunuz sizden uzakta olduğunda bile aynı sınırlar ve güvenlik önlemleri korunmuş olur. Büyük kardeşlerle de küçük çocuklara nasıl model olacakları ve hangi davranışlardan kaçınmaları gerektiği üzerine konuşulmalıdır.
  • Eğer çocuğunuzun belirli dijital içeriklerle ya da cihazlarla başa çıkacak kadar hazır olmadığını düşünüyorsanız, diğer ailelerin yaklaşımlarına veya çocuğunuzun ısrarına göre hareket etmemeniz faydalı olacaktır. Gerektiğinde bazı cihazların veya internet ortamlarının kullanımını ertelemekten çekinmemelisiniz.

Kısaca ifade edilecek olunursa bu dönemdeki hedef, çocukların teknolojiyle dengeli, güvenli ve bilinçli bir ilişki kurmalarını sağlamak olmalıdır. Ailenin birlikte oluşturduğu kurallar, çocuklara hem güvenli dijital davranış becerileri kazandırır hem de gelecekteki teknoloji alışkanlıklarının sağlıklı temeller üzerine kurulmasına yardımcı olur.

11 Yaş ve Üzeri Çocuklar İçin Ebeveynlere Öneriler
Ergenlik dönemindeki çocuklar daha bağımsız görünseler de hâlâ ebeveynlerinin rehberliğine ve sınır koyan bir yetişkine ihtiyaç duyarlar. 11 yaş sonrasında dijital sınırlamalar getirmek için artık geç değildir; bu yaş grubu için bilinçli ve kararlı tutumlar oldukça önemlidir.

  • Sınır koymak için geç kalmadınız. Çocuğunuz büyüdüğünü, artık her şeyi kendi başına halledebileceğini düşünebilir; ancak bu dönemde de ebeveynin yönlendirmesine ve deneyimine ihtiyaç duyar. Teknoloji konusunda sizden daha bilgili olabilir, fakat bu durum sizin rehberlik rolünüzü ortadan kaldırmaz. Sizin de dijital dünyayı tanıyarak, teknolojiyi olumlu ve bilinçli biçimde kullanma becerilerinizi geliştirmeniz olumlu sonuçlar doğuracaktır.
  • Dijital riskler hakkında farkındalık oluşturabilirsiniz. Çocuğunuzla açık bir şekilde;
    • Cinsel içerikli mesajlaşma, uygunsuz kamera kullanımı
    • Siber zorbalık ve dijital şiddet biçimleri gibi konularda konuşmanız faydalı olacaktır. Bu davranışların hem duygusal hem de hukuksal sonuçları olabileceğini sakin bir dille anlatmanız da çocuğunuzu riskli durumlardan koruyacaktır.
  • Finansal sorumluluk kazandırabilirsiniz. Çocuğunuzun oyun, müzik veya uygulama satın alımlarında kendi harçlığını yönetmesine izin verebilirsiniz, ancak bunu yaparken bütçe sınırlarını ve harcama kurallarını birlikte belirleyebilirsiniz. Kredi kartı ya da benzeri kişisel finansal bilgilerinizi kesinlikle paylaşmamalısınız.
  • Dijital etik ve telif bilinci kazandırıp çocuklarınıza izledikleri filmleri, dinledikleri müzikleri ya da kullandıkları içerikleri yasal yollarla edinmeleri gerektiğini öğretebilirsiniz. Başkalarının fikir veya emeğini kullanırken kaynak göstermenin bir sorumluluk olduğunu, emek hırsızlığının çevrimiçi ortamda da etik dışı olduğunu vurgulamanız iyi olacaktır.
  • Mahremiyet ve güvenlik konularını net biçimde konuşmanız gerekmektedir. Çocuğunuza, kim olursa olsun hiçbir şekilde özel fotoğraflarını paylaşmaması gerektiğini, internetin tamamen anonim bir alan olmadığını anlatmanız çok önemli.
  • Çevrimiçi ortamlarda da yüz yüze ortamda göstermeyeceği bir davranışı sergilememesi gerektiğini açıkça ifade etmeniz gerekmektedir.

Ergenlik dönemi, kimlik gelişimi kadar dijital kimliğin de şekillendiği kritik bir süreçtir. Bu nedenle ebeveynlerin, çocuklarına yargılamadan, ama sınırları net bir şekilde belirleyerek eşlik etmesi büyük önem taşır. Destekleyici, güven verici ve bilinçli bir yaklaşım, gencin dijital dünyada sorumluluk sahibi bir birey olarak var olmasını kolaylaştıracaktır.

ide okulları Olarak Biz Neler Yapıyoruz?

 ide okulları olarak, dijital çağın getirdiği fırsatların yanı sıra çocuk ve ergen gelişimini etkileyen risklerin de farkındayız. Bu nedenle okul psikolojik danışma ve rehberlik birimi olarak, öğrencilerimizin dijital bilinç, öz denetim ve sağlıklı teknoloji kullanımı konularında gelişimini destekleyen bütüncül bir rehberlik yaklaşımı benimsemekteyiz.

  • Öğrencilerle sınıf içi derslerimizde dijital kimlik, çevrim içi iletişim, mahremiyet, siber zorbalık ve dijital ayak izi konularını ele alıyoruz.
  • Öz düzenleme, zaman yönetimi ve akademik başarı konularını teknolojiyle sağlıklı ilişki kurma becerileri kapsamında ele alıyoruz.
  • Öğrencilerimizle dijital ortamda saygı, empati ve dijital nezaket üzerine grup tartışmaları yürütüyoruz.
  • Dijital dünyada yaşanan problem durumlarına ek olarak ekran ve teknoloji kullanımı konusunda öz denetim sorunu yaşayan öğrencilerin velileri ile bireysel görüşmelerimizi yapıyoruz. Bu görüşmelerden sonra öğrencilerimizle bireyle psikolojik danışma faaliyetleri kapsamında bu durumu ardışık görüşme formatında detaylı bir şekilde ele alıyoruz.
  • Güvenli ve bilinçli teknoloji kullanımı kapsamında seminerler yapıyoruz.
  • Bu konuda veli bilgilendirme bültenleri ile velilerimizi doğrudan öğrencilerimizi ise dolaylı yoldan desteklemeye gayret gösteriyoruz.

ide okulları
Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü

Kaynakça

 [1]. YURDAKUL, I. K., DÖNMEZ, O., YAMAN, F., & ODABAŞI, H. F. (2013). Dijital    Ebeveynlik ve Değişen Roller1. Gaziantep University Journal of Social Sciences, 883-896.

[2]. Yay, M. (2019). Dijital Ebevenylik. Yeşilay Yayınları, İstanbul.

 [3]. Yay, M. (2019). Dijital Ebevenylik. Yeşilay Yayınları, İstanbul.

  Dinç̧, M., Türkiye Bağımlılıklarla Mücadele Eğitim Programı, Yeşilay

Canbek, G., & Sağiroğlu, Ş. (2007). Kötücül ve Casus Yazılımlar: Kapsamlı Bir Araştırma. Gazi Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Dergisi, 22(1).

Arıcak, O. T. (2015). Siber Alemin Avatar Çocukları, İnternet ve Gençlik İlişkisinin Bugünü ve Geleceği. Remzi Kitapevi, İstanbul.

Diğer yazılar

Hangi Okulu Seçmeliyim?

20.07.2023

Hangi Okulu Seçmeliyim?

Çocuğunuza Okul Seçerken Dikkat

Doğru Eğitim İçin Doğru Öğretmenler Gerekir!

13.09.2022

Doğru Eğitim İçin Doğru Öğretmenler Gerekir!

Hepimiz çocuğumuzu en iyi şekilde yetiştirmek, onun hayatta mutlu, özgüvenli, başarılı bir birey, iyi bir insan olduğunu görmek istiyoruz. Çocuklarımızın erken yaşlarda başladığı bu önemli ve zorlu yolculukta en az aileler kadar hatta bazen onlardan bile daha etkili birileri var: Öğretmenlerimiz...

logo
Neden İde?


ide olarak hangi yaşta olursa olsun herkesin bir fikri, fikirleri olduğuna inanıyoruz. Okullarımızda herkesin fikirlerinin yargılanmadan, özgürce ifade edildiği, tartışıldığı bir eğitim ve sosyal ortam oluşturmaya odaklanıyoruz.

ide’nin eğitim yaklaşımına ve güvenli ortamına değer katan en büyük unsurların başında eğitim kadromuz geliyor. Her biri uzun yıllardır eğitim dünyasının içerisinde yer alan, benzersiz tecrübeye sahip eğitim ve idareci kadromuz öğrencilerimizi yarınlara hazırlıyor. ide’de eğitim kadromuz dünyadaki en güncel gelişmeleri takip edip uygulayarak öğrencilerimizin sadece Türkiye’de değil, dünyada da yetkin bireyler olarak yetiştirilmesi için kendilerini sürekli geliştiriyor.

Okul-öğrenci-aile uyumuna büyük önem veren bir kurum olarak sadece öğrencilerimizle değil, velilerimizle de açık, net bir iletişim kurmayı ve aynı dili kullanmayı önemsiyor ve bunu gerçekleştirmek için gerekli platformları ve yaklaşımları hayata geçiriyoruz.