02.09.2025
Okula Merhaba, Okul Rutinlerine Geri Dönüş
Yazı uğurlayıp yeni beklentilere ve heyecanlara merhaba dediğimiz bir eğitim-öğretim dönemi daha başlamak üzere. Uzun bir yaz tatili sürecinden sonra çocukların okula adaptasyon sürecinde birtakım zorluklar yaşanabilir. Yaz sürecinde ev sisteminizde yaşanılan değişiklikleri düzenlemek ve daha sistemli bir döneme geçiş̧ yapmak hem siz velilerimizi hem de öğrencilerimizi rahatlatacaktır. Yaz aylarının sıcak günleri devam ederken uzun ve keyifli tatil sürecinden sonra rutinlere ve elbette çocuklar özelinde okula dönmenin hem aileler hem de kuşkusuz çocuklar için etkileri vardır. Okula ilk defa başlamanın/bir sınıf daha geçmenin, değişimin ve gelişimin etkileri hem aile sistemine hem de okul sistemine etkileri Eylül ayında sıklıkla kendini göstermektedir.
Çocuğun sosyalleşme sürecinde büyük bir yere sahip olan okul yıllarındaki ilk deneyimler en az çocuğunuz kadar siz anne babalar için de ayrı bir mutluluk ve heyecan kaynağıdır. Okul hayatının ilk yılları, çocuk için ailesinden ilk ayrılış dönemidir. Dolayısıyla, çocuğunuzun ilkokula başlayacağı bu günlerde ailece yaşadığınız bu heyecanın yanında, bazı endişeler de taşıyor olabilirsiniz. Bu karmaşık duyguları, çocuğu yeni bir döneme adım atan pek çok anne-baba hisseder. Çünkü çocuğunuzu ve sizi alışmanız gereken yeni bir sistem, yeni bir sosyal ortam hatta hayatınızda yapmanız gereken yeni düzenlemeler bekliyor.
Çocukların potansiyel kaygılarına dair pek çok farklı neden olabilir. Örneğin, evde görece daha az kuralı olan çocuklar için ders saatlerinin başlangıç ve bitiş saatleri dahi çocuğa okulda çok fazla kural olduğu hissi verebilir ya da tatilde günün önemli bir kısmını ekrana maruz kalarak geçiren çocuklar için okul çok sıkıcı gelebilir. Daha küçük yaştaki çocuklar için okul binasının evinden büyük olması ya da anne/babasının okul bittiğinde alıp almayacağına dair kaygıları gündeme gelebilir. Okulda her şeyin istenilen şekilde gitmeyeceğinin fark edilmesi çocukların “okula gitmek istemiyorum” demesiyle sonuçlanabilir. Unutulmamalıdır ki burada yazılanlar çocuklar için potansiyel kaygı ve uyum zorluklarıdır. Her çocuk eşsizdir ve her çocuk değişimlerden farklı şekillerde etkilenir. Her çocuk birinci sınıfa başlarken uyum sağlayamayacağı düzeyde kaygı hissetmeyebilir ya da sekizinci sınıfa geçen başka bir çocuk yeni döneme ilişkin farklı kaygılarla okula uyum sağlamakta zorlanabilir. Bu nedenledir ki “Her çocuk kendi hızında ilerler, lütfen arkadan ittirmeyiniz.” (B. Eriş). Tam da bu noktada ebeveynler ve okul olarak çocukların uyum sürecine nasıl destek olabiliriz sorusu gündeme gelmektedir.
Çocuğunuzun okula başlaması hem sizler hem de çocuğunuz için önemli bir olaydır; ancak bu konu üzerinde çocuğunuzu kaygılandıracak kadar çok durursanız, çocuğunuzun uyumunu zorlaştırabilirsiniz. Çocuğu okula hazırlamak için gösterilen özene rağmen ilk günlerde gözyaşları epey yaygındır. Araştırmalar okula yeni başlayan her beş çocuktan dördünün okulun ilk günü sınıfta kaygı yaşadığını göstermektedir. Dönemin başladığı günlerde anne-babaları ile okula gelen öğrenciler arasında mutlaka ağlayan birkaç çocuk olur. Bu, kaygılanmayı gerektirmeyen son derece normal bir durumdur. Araştırmalarda okulun ilk günlerinde çocuğun anne-babasından ayrılırken güçlük çekmesiyle daha sonraki psikolojik ve eğitimsel gelişimi arasında herhangi bir ilişki bulunmamıştır.
Okula uyum sürecini etkileyebilecek faktörler:
Tüm bunların yanında, çocuğunuz, okulun açıldığı ilk günlerde uyumlu davranışlar sergileyebilir ya da hiçbir tepki vermeyebilir. Bazı çocuklar ise çok açık şekilde uyumsuzluk tepkileri gösterebilir. Çocuğun ağlaması, bağımlı davranışlar, saldırgan tepkiler ya da kontrolsüz davranışlar geliştirmesi, çevreden gözlenebildiği için çocuğa yardım edilmesi kolaydır ancak çocukların gecikmiş tepkiler vermesi de karşılaşılabilen ve üstünde durulması gereken diğer bir durumdur. Çocuğunuzda fark ettiğiniz değişimleri sınıf öğretmenleri ve rehberlik bölümü ile paylaşmanız, süreci takip edebilmemiz ve gerekli desteği verebilmemiz açısından bizler için önem taşımaktadır.
Okula uyum sürecinde “ilk gün sendromu” dışında bazen “okul fobisi” olarak adlandırılabilecek durumlarla karşılaşılabilmektedir. Okul fobisinin asıl kaynağının bağlı olunan ebeveynden ayrılma korkusu olduğu söylenebilir. Özellikle “aşırı korumacı ve kollayıcı” annelerle büyümüş çocuklar, anneleri olmadan kendilerini güvensiz ve tehlike içinde hissedebildiklerinden genellikle korumalı ortama dönmek isterler ve okulda kalmayı reddedebilirler. Bu tür durumlarda çocuğunuzdan sıklıkla karnının ağrıdığı, okulda sıkıldığı, okulu sevmediği, arkadaşları tarafından dışlandığı, öğretmeninin ona iyi davranmadığı ile ilgili şikâyetler ve evde kalan aile bireyleri ile ilgili sorular duyabilirsiniz. Özellikle okul ile ilgili yakınmaların uzun süre devam etmesi halinde okul ile iletişime geçerek sorunun çözümü yönünde birlikte adım atmak yararlı olacaktır.
Okulun ilk günlerinde sizlere yardımcı olabileceğini düşündüğümüz birkaç ipucu:
Çocuğunuza ve size bu süreçte heyecan, endişe, mutluluk gibi pek çok farklı duygu eşlik edecektir. Bu duyguların ifadesi için hem kendinize hem de çocuğunuza alan açın. Geçiş süreçleri çocukların içsel çatışma yaşadığı dönemlerdir fakat çatışma olmadan gelişimden de söz edilemez. Unutmayın ki çatışmalar ve bu çatışmaların uygun şekilde çözümlenmesi çocuğun sağlıklı gelişimi için kazanım niteliği taşır.
Sabah Rutinlerini Düzenlemek
Okula dönüş sürecinde sabah rutinleri oldukça kritiktir. Bir öğrencinin doğru organize edilmiş günlük rutini, okul performansıyla doğrudan bağlantılıdır. Sabah telaşla, acele bir halde çocukları hazırlamak stres arttırıcıdır. Sabah rutinlerini şu şekilde planlayabilirsiniz;
Çocuğunuza sorumluluk ve bağımsızlık kazandırın. Kendi eşyalarını düzenlemeyi, taşımayı ve öğretmenin verdiği görevleri yerine getirmeyi öğrenmelerine yardımcı olun. Çocuğunuzun zor günler yaşayabileceğini ve her zaman mükemmel olması gerekmeyeceğini anlayışla karşılayın. Onun duygusal ihtiyaçlarına dikkat edin ve destek olun.
Okula dahil olma süreçlerinde çocuğunuz direnç gösteriyor ise; (sabah uyanmama, yataktan kalkmama gibi) ve okula gelmek istemiyorsa, ekranla yoğun ilişki içinde oluyorsa ya da okulla ilgili sürekli şikâyet ediyor durumdaysa bunlar, akademik zorlanmanın ipuçları olabilir. Öğrenci gerçekten akademik olarak zorlanıyor mu yoksa kaygıları mı onu zorluyor, bunu anlamak önemlidir. Ayrıca, ders kitabını kullanıyor mu, defterinde notları var mı, okul materyallerini getirip götürüyor mu, programı takip ediyor mu bilmek gerekir. Çünkü akademik olarak zorlanan çocuk okul ritmini reddetmektedir. Okulla iş birliği yapmak çok kıymetli ve bunun yanında ebeveyn olarak da evde düzen sağlanması gerekmektedir. Evin içinde bir düzenin, ritmin olması iyidir. Bu takibi, rutin bir şekilde gerçekleştiriyor olmak sürece ve öğrenciye iyi gelecektir.
Beslenme alışkanlıkları, zaman yönetimi, sosyal ilişkiler, ödev, ders ve sorumluluklar gibi okul sonrası rutinleri şu şekilde planlayabilirsiniz;
Çocuklar en çok erken yatma ve erken uyanma konusunda zorlanırlar. Bu nedenle okul açılmadan önce uyuma ve uyanma rutinine geri dönmekte ve beslenme saatlerini de okul düzenine göre ayarlamakta fayda var. Çocukla okul hakkında konuşarak, bir yıl daha büyüdükleri için okulda yeni bilgiler öğrenecekleri, ilginç eğlenceli deneyimler yaşayacakları anlatılabilir. Yeni ders yılı için ödev, kitap okuma ve oyun zamanlarının planları yine beraberce yapılabilir ve bunlar çocuğun çalışma köşesine asılabilir. Bu, çocukların hem bilişsel hem de duygusal olarak okula hazırlanmasına yardımcı olacaktır. Ayrıca tüm bunlar çocuğun organizasyon ve planlama becerilerini de geliştirecektir.
Unutmayın ki her çocuk farklıdır. Bu nedenle rehberlik tarzınızı çocuğunuzun ihtiyaçlarına ve kişisel özelliklerine göre uyarlamak önemlidir. Ebeveynlerin destekleyici ve cesaretlendirici bir rol oynaması, çocuğun okul hayatında daha başarılı ve özgüvenli olmasına katkı sağlayabilir. Okula dönüş sürecinde yeni rutinler oluşturmak, öğrencilerin başarılı bir şekilde uyum sağlamalarına ve daha iyi sonuçlar elde etmelerine olanak sağlar. Bu rutinlerin oluşturulmasında ebeveynlerin rehberlik etmesi, çocukların okul hayatını kolaylaştırır ve daha olumlu bir deneyim sunabilir.
Şüphesiz ki uyum sürecinde en önemli şey ebeveyn tutumudur. Anne baba güven duyarsa, çocuk da güven duyacaktır. Anne baba hazır olursa çocuk da hazır olacaktır.
ide okulları Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümü olarak çocukların okula uyum sağlaması için eşzamanlı pek çok çalışma yürütmekteyiz. Oryantasyon sürecinde ailelerin yapılacak tüm çalışmalar hakkında bilgileri olmalarını önemsemekteyiz. Bu nedenle velilere yönelik oryantasyon seminerleri yapmaktayız. Okulumuza yeni başlayan öğrencilerle ilgili önbilgi sahibi olmak adına “öğrenci tanıma formu”nu öğrenciler okula başlamadan önce uygulamaktayız. Burada yazılan bilgiler, öğrencinin uyum sürecine destek olacak şekilde ilgili öğretmenleriyle paylaşılarak öğretmenlerin de öğrenci hakkında önbilgi sahibi olmasına yardımcı olmaktadır. Anasınıfı, 1. ve 5. sınıf öğrencileri için oryantasyon haftası yarım gün olarak planlanmıştır. Kademe geçişlerinde sürecin bu şekilde planlanması öğrencilerin yeni kademelerine ve değişen sınıf ortamı/öğretmenlerine uyum sağlaması için ayrılan bir zaman dilimidir. Bununla birlikte 8. Sınıflar için hazırlık çalışmaları da aynı dönemde başlatılmaktadır. Uyum sürecinde her çocuğun farklı miktarda zamana ihtiyacı olduğu farkındalığı ile yapılan çalışmalar zaman içinde devam etmektedir.
Bütün öğrencilerimiz ve velilerimize sağlıklı ve keyifli bir eğitim öğretim yılı dileriz.
ide okulları
Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü
Kaynaklar
İnal, G. (2010). Okula Başlama ve Uyum Süreci. İlköğretime Hazırlık ve İlköğretim Programları.Alisinanoğlu, F. (Ed). I. Baskı,
İstanbul: Fastbook.
Prof. Dr. Haluk YAVUZER, Çocuk Eğitimi El Kitabı, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1995.
Yaşar Özbay, Serdar Erkan, Eğitim Psikolojisi, Pegem Akademi Yayınevi, Ankara, 2015
Cüceloğlu, D. (2016). Geliştiren anne baba. Remzi Kitabevi.
Diğer yazılar
17.06.2020
Çocuğunuzla Pandemide Yaz Dönemini Nasıl Geçirebilirsiniz?
Yaşadığımız pandemi sürecinde işimizi yapma biçimimiz, alışveriş yapma şeklimiz, kültürel etkinliklerimiz, çocuklarımızın okul hayatı bir başkalaşıma uğradı.
07.04.2018
Çocuğunuzu Yarınlara Güçlü Hazırlayın!
Değişim, rekabet, yenilikler, teknoloji.... Her şeyin çok hızlı dönüştüğü bir dönemden geçiyoruz.
ide olarak
hangi yaşta olursa olsun herkesin bir fikri, fikirleri olduğuna inanıyoruz. Okullarımızda
herkesin fikirlerinin yargılanmadan, özgürce ifade edildiği, tartışıldığı bir eğitim ve sosyal
ortam oluşturmaya odaklanıyoruz.
ide’nin eğitim yaklaşımına ve güvenli ortamına değer
katan en büyük unsurların başında eğitim kadromuz geliyor. Her biri uzun yıllardır eğitim
dünyasının içerisinde yer alan, benzersiz tecrübeye sahip eğitim ve idareci kadromuz
öğrencilerimizi yarınlara hazırlıyor. ide’de eğitim kadromuz dünyadaki en güncel gelişmeleri
takip edip uygulayarak öğrencilerimizin sadece Türkiye’de değil, dünyada da yetkin bireyler
olarak yetiştirilmesi için kendilerini sürekli geliştiriyor.
Okul-öğrenci-aile uyumuna
büyük önem veren bir kurum olarak sadece öğrencilerimizle değil, velilerimizle de açık, net bir
iletişim kurmayı ve aynı dili kullanmayı önemsiyor ve bunu gerçekleştirmek için gerekli
platformları ve yaklaşımları hayata geçiriyoruz.