27.05.2022
Günümüzde sıklıkla duyduğumuz ‘Self Esteem’ kavramı Türkçe literatürde ‘benlik saygısı’ ile tanımlanmaktadır. Bireyin kendine duyduğu sevgi, saygı ve güven duygularını kapsayan benlik saygısı kavramı, kendimizi tanıyıp gerçekçi bir değerlendirme yapabilmemizi, kendi yeteneklerimizin farkına varıp onları kabullenmemizi ifade etmektedir.
Benlik ve benlik saygısı, bireyin doğumundan itibaren gelişmeye başlar, sosyal çevremiz ve deneyimlerimizde yoğurulup yaşamımız boyunca süregelir. Maslow’a göre, yaşamdaki en nihai amacımız olan kendini gerçekleştirme ihtiyacımızı karşılamaya yönelik yapacağımız her şeyde benlik saygımızın yüksek olması gerekmektedir.
Rosenberg’e göre düşük benlik saygısına sahip birey sosyal ortamda yaşadığı güvensizlik ve olumsuz değerlendirmelere uğrayan; yüksek benlik saygısına sahip olanlar ise aile ve akranları tarafından desteklenen bireylerdir. Yapılan bazı araştırmalara göre düşük benlik saygısının saldırganlığa, zorbalığa yol açtığı, saldırgan davranışı barındırdığı tespit edilmiştir. Yeterince yüksek benlik saygısı olan bireylerin ise daha canlı, enerjik, hatalarını kabul eden, kararlarının sorumluluğunu alan, başarılı bireyler olduğunu göstermektedir.
Çocuklarımız da büyürken onların benlik saygılarını geliştirmek ve desteklemek oldukça önemlidir. Çocuğunuz büyüyüp olgunlaştıkça, çevresi ile olan ilişkileri sonucu sosyalleşmesi sağlandıkça, çocuğun ben kavramı, yani çevresindeki kişi, grup, cisim ve olgular karşısındaki “ben”in yeri ve durumu daha belirgin şekil kazanmaya başlar. Güçlü bir benlik geliştirebilmek için birey, bebeklik, çocukluk ve ergenlik dönemlerinin her birinde duyduğu ihtiyaçlarını, dengeli ve yeterince gidermiş; bu dönemlerin her birine ilişkin sorunlarını yeterince çözmüş olmalıdır. Her bireyin çevre olanaklarından yararlanıp gizil güçlerini geliştirebildiği oranda benliğini güçlendireceği söylenebilir.
Ergenlik benlik değerinin, kendini kabulün ve kendine saygının düzeyini, kişinin kendisi ile ilgili genel yargılarını etkileyen ve belirleyen oldukça önemli bir dönemdir. Ergenlik dönemi tüm bu kavramların çalkalandığı ve yeniden düzene oturduğu bir dönem olarak kabul edilmektedir. Bu dönem hem birey için hem de aile için değişim döngüsünün yaşandığı ve ebeveynleri zorlayan bir süreçtir. Ergenlik süreci ile çocuklar ebeveynlerinden bağımsız hareket etme arzusu duyarlar ve bu dönemde aile ile yakın ilişkinin yerini arkadaş çevreleri ile daha yoğun ilişkiler kurma alır.
Benlik saygısının temelinin dış dünyadan gelen geri bildirimler ile oluştuğunu düşündüğümüzde , ergende gelişen bu dış dünyaya yatırımın, ilk ergenlik sürecinde benlik saygısı ile ilgili değişimlere sebep olabileceğini söyleyebiliriz.Orta ergenlikten genç yetişkinliğe doğru geçen sürede de benlik saygısı yavaş yavaş kalıcı hale gelir.
Bir çocuğun doğumundan itibaren başlayan benlik saygısı ve benlik değeri sürecinin sağlıklı gelişimi elbette iyi bir ebeveyn çocuk ilişkisine yaslanır. Çocuğun ve ergenin olumlu yönlerine odaklanmak, eleştirileri yapıcı bir şekilde ifade etmek, onlara iyi bir dinleyici olup nasihat vermekten kaçınmak, onlarla ilgili gerçekçi beklentilerde bulunmaktan geçmektedir.
ide okulları Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü
Diğer yazılar
13.02.2023
Depremin Ardından Çocuklara Destek Olmak!
Çocuklar dünyanın güvenli bir yer olduğunu hissettikleri takdirde fiziksel, duygusal ve bilişsel olarak sağlıklı gelişim gösterebilirler. Özellikle 3-6 yaş grubu çocuklar henüz hayatın acımasız gerçekleriyle baş etmeye hazır değildirler. Depreme dair temel bilgileri olmasına rağmen yaşananları anlamlandırmakta zorlanırlar. Okul çağı çocukları (7-10 yaş) ise somut açıklamalarla bilgilendirilme ihtiyacındadırlar. Bu yaş grubu çocuklara yer kabuğunun hareketliliği ve depremin nasıl bir doğa olayı olarak ortaya çıktığını çok fazla coğrafi detaya girmeden anlatabilirsiniz
25.11.2017
Çocuklarda Sınırların Farkında Olmak Neden Önemlidir?
Çocuklar, yaşadıkları dünyanın kurallarını anlamak isterler ve buna ihtiyaç duyarlar...
ide olarak
hangi yaşta olursa olsun herkesin bir fikri, fikirleri olduğuna inanıyoruz. Okullarımızda
herkesin fikirlerinin yargılanmadan, özgürce ifade edildiği, tartışıldığı bir eğitim ve sosyal
ortam oluşturmaya odaklanıyoruz.
ide’nin eğitim yaklaşımına ve güvenli ortamına değer
katan en büyük unsurların başında eğitim kadromuz geliyor. Her biri uzun yıllardır eğitim
dünyasının içerisinde yer alan, benzersiz tecrübeye sahip eğitim ve idareci kadromuz
öğrencilerimizi yarınlara hazırlıyor. ide’de eğitim kadromuz dünyadaki en güncel gelişmeleri
takip edip uygulayarak öğrencilerimizin sadece Türkiye’de değil, dünyada da yetkin bireyler
olarak yetiştirilmesi için kendilerini sürekli geliştiriyor.
Okul-öğrenci-aile uyumuna
büyük önem veren bir kurum olarak sadece öğrencilerimizle değil, velilerimizle de açık, net bir
iletişim kurmayı ve aynı dili kullanmayı önemsiyor ve bunu gerçekleştirmek için gerekli
platformları ve yaklaşımları hayata geçiriyoruz.