29.03.2022
Hayatımızın önemli bir parçası haline gelen teknolojik aletler, pandemi koşullarında kurtarıcı ve kolaylaştırıcı rolleriyle günlük yaşantımızda daha büyük bir alan kaplamaya başladı. Dijital araçlar; eğitime erişmek, bilgi edinmek, sosyalleşmek, beceri geliştirmek gibi amaçlarla kullanıldığında bile uygun kullanım koşulları sağlanmadığında çocuklarımızın sağlığı ve güvenliği için önemli bir tehdide dönüşebilir. Peki çocuklarımızın zarar görmesini engellemek için onları medya araçlarından uzak tutmak çözüm müdür?
İnternette karşılaşılması muhtemel tüm tehditlerin kökeninde gerçek hayattaki tehditler vardır. Çocuklarımızı nasıl gerçek hayattaki tehlikelerden korumak için onlara rehberlik ediyor ve kurallar koyuyorsak interneti de bilinçli, güvenli ve etkin bir şekilde kullanmayı çocuklarımıza aktarmalıyız. Ancak böylelikle sanal dünyanın risklerini en aza indirebiliriz. Ailelerin iyi bir teknoloji kullanıcısı olmasını gerektiren bu yeni çağda, çocukları internetteki tehlikelerden korumak için öncelikle dijital tedbirlerden haberdar olmak ve kullanımını sağlamak gerekmektedir. Bilgisayarları virüs ve kötücül yazılımlardan korumak için güncel antivirüs, filtre ve güvenlik duvarı programları uygulamalarını kullanıyor olmak ön koşuldur.
Sosyal ağlarda bilginin yayılma hızı ve arkada bırakılan dijital ayak izi düşünüldüğünde mahremiyet ve kişisel verilerin korunması kavramlarının önemi daha da ön plana çıkmaktadır. Sosyal medya aracılığıyla, çok rahatlıkla kişilerin özel hayatına ait fotoğraflar geniş kitlelere ulaşabilmekte, kişilerin şahsiyetlerine yönelik yorumlar yapılabilmekte, videolar konulabilmektedir. Çocuklar ve gençler, sanal ortamda kendileriyle ilgili bilgi ve fotoğraf paylaşımı yaparken doğru çerçeveyi çizmeleri ve bir başkasının mahrem bilgilerinin yayılmasına ortaklık etmemeleri için bilinçlendirilmelidir.
Sanal ortamda karşılaşılan bir diğer sorun da insanların yüz yüze iletişiminde ifade edemedikleri duygu ve düşüncelerini sanal ortamda rahatlıkla paylaşabilmeleridir. Çocuklara her durumda nazik ve destekleyici bir iletişimin değerini anlatmak ve onların kaba, ayrımcı, zorbalığa varan, uygunsuz davranışların asla kabul edilemez olduğunu anladıklarından emin olmak gerekmektedir. Çocuk hem gerçek hayatta hem de sanal ortamda kendisine yöneltilen uygunsuz dil ve davranışı fark edebilmeli ve baş etme yollarıyla ilgili bilgi sahibi olmalıdır. Çevrimiçi ortamda kendilerini rahatsız ya da tehdit altında hissettiren bir şey ya da bir kişi olduğunda aile üyeleri ile paylaşması konusunda çocuklar teşvik edilmelidirler. Böyle bir olayla karşılaşıldığında, ebeveynlerin sakin ve kontrollü tepkiler verebilmeleri, güven veren/yatıştıran bir tutumda olmaları çocuğun çekinmeden paylaşımda bulunması için kıymetlidir.
Farklı yaş grubundaki çocuklar için, güvenli internet ve bilgisayar kullanımı sağlanmasına yönelik öneriler şu şekilde sıralanabilir:
2-6 Yaş Grubu Çocuklar
Okul öncesi dönemde çocuklar araştırmayı, yeni şeyler öğrenmeyi severler ve her şeyi merak ederler. Ayrıca, çocukların hareket ve oyun ihtiyacının en yoğun olduğu dönemdir.
7-10 Yaş Grubu Çocuklar
Bu yaş grubu çocuklar internet deneyimleri konusunda daha bilgilidir; ancak uygunsuz içeriklere maruz kalıp kalmadıklarını öğrenmek için onların internet kullanımlarını denetlemek gerekmektedir.
10-13 Yaş Grubu Çocuklar
Bu dönemde çocuklar internetin sunduğu imkanların ve yeniliklerin farkında oldukları için bu imkanları sonuna kadar kullanmak isterler. Ayrıca bir gruba dahil olma ve arkadaşları ile etkileşimde olma arzuları yüksektir. Sosyal ilişkilerin ön plana çıkmaya başladığı bu dönemde çocuklar doğru yönlendirilmezse sanal ortamın risklerine daha açık hale gelebilir.
ide okulları Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü
Kaynakça:
Goodwin, Kristy. Dijital Dünyada Çocuk Büyütmek. İstanbul: Aganta Kitap, 2018.
Utma, S. (2018). Mahremiyet olgusu ve sosyal medyada mahremiyetin serüveni. Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 11(59), 1193-1204.
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu “İnternet Kullanımında Çocuk ve Aile İlişkisi”. Erişim: 16 Mart 2022, https://internet.btk.gov.tr/internet-kullaniminda-cocuk-ve-aile-iliskisi.
Diğer yazılar
24.10.2022
Merhaba LGS
Liselere Giriş Sınavı, bir öğrencinin hayatında karşılaştığı ve onun geleceğini etkileyecek ilk ciddi sınavdır. LGS öğrencilerimizin bu yıla kadar almış olduğu akademik bilgi ve becerinin yanı sıra okuma ve okuduğunu anlama becerisini de ölçer, ancak her çocuğun bireysel özelliklerinin birbirinden çok farklı olduğunu, mutlaka farklı yetenekleri olan alanların varlığını bildiğimiz günümüz dünyasında asla “her şey” demek değil. Bu anlamda sınav ile ilgili bakış açılarımızı gözden geçirmemiz yerinde ve faydalı olacaktır.
27.11.2020
Çocukların Duygularını İfade Etmelerini Sağlayacak Destekleyici Öneriler
Duyguları düzenleme; duygusal bir deneyimi etkili bir şekilde yönetme ve bu deneyime karşılık verebilme becerisidir.
ide olarak
hangi yaşta olursa olsun herkesin bir fikri, fikirleri olduğuna inanıyoruz. Okullarımızda
herkesin fikirlerinin yargılanmadan, özgürce ifade edildiği, tartışıldığı bir eğitim ve sosyal
ortam oluşturmaya odaklanıyoruz.
ide’nin eğitim yaklaşımına ve güvenli ortamına değer
katan en büyük unsurların başında eğitim kadromuz geliyor. Her biri uzun yıllardır eğitim
dünyasının içerisinde yer alan, benzersiz tecrübeye sahip eğitim ve idareci kadromuz
öğrencilerimizi yarınlara hazırlıyor. ide’de eğitim kadromuz dünyadaki en güncel gelişmeleri
takip edip uygulayarak öğrencilerimizin sadece Türkiye’de değil, dünyada da yetkin bireyler
olarak yetiştirilmesi için kendilerini sürekli geliştiriyor.
Okul-öğrenci-aile uyumuna
büyük önem veren bir kurum olarak sadece öğrencilerimizle değil, velilerimizle de açık, net bir
iletişim kurmayı ve aynı dili kullanmayı önemsiyor ve bunu gerçekleştirmek için gerekli
platformları ve yaklaşımları hayata geçiriyoruz.