30.11.2018
Teknoloji ve internetin hayatımız üzerindeki etkisi her geçen gün artıyor. Teknolojik gelişmeler, aynı zamanda insanlara sınırsız iletişim olanağı ve birçok bilgiye kolayca ulaşabilme şansı sunuyor.
Peki ama bu sunulan şans, yaşam biçimimizi ve toplumsal dokuyu tehdit eden bir sorun mudur veya yaşamamız üzerinde nasıl bir etkiye sahip?
Teknoloji Doğru Kullanıldığı Takdirde Olumlu Katkı Sağlar.
Anne babalar olarak zaman zaman sizleri endişelendirse de çevrimiçi program ve uygulamaların çocukların bilişsel ve sosyo-duygusal gelişim düzeylerine uygun ve doğru bir biçimde kullanıldığı takdirde teknolojik araçlar birtakım fırsatlar sunar. Yapılan araştırmalar teknolojik araçların kullanımının yaratıcılığı ve çok yönlü dikkati arttırdığını, görsel bilgiyi çok hızlı bir biçimde alıp işlemede çocuklara yardımcı olduğunu, görsel zekâyı geliştirebildiğini göstermektedir. Ayrıca çocuk ve ergenlerin oynadıkları pek çok oyunun; strateji, planlama ve problem çözme becerilerinin gelişimine destek olduğu bilinmektedir.
Her çocuğun yaş dönemlerine göre korkuları ve öfkeleri vardır. Çocuklar eğer korkularını ortaya koyacak hiçbir yol bulamazlarsa bunlar bir süre bastırılsa bile farklı ancak uyumsuz davranış örüntüleri ile ortaya çıkabilir. Ancak çizimlerle ya da oyunlar aracılığıyla söze dökülen, işlenen korkular sağlıklı bir şekilde ortaya konulabilir ve böylece çocukların korkularında bir azalma olabilir. Ergenlik döneminde çocukların vücutlarının, duygularının değişiyor olması; yetişkinliğe adım atarken bir yandan kişiliklerini bulma çabasının yarattığı gerilimden dolayı yaşadıkları korkular da ortaya çıkmaktadır. Çocukluklarını geride bırakmak; bireyselleşmeye başlamak onlar için zaman zaman baş etmesi zor, büyük bir değişimdir. Her değişim kaygı yaratabilir. Bu sebeple kaygı ve korkularının üzerinde hakimiyet kazanmak isteyen ergenlerin zaman zaman bu tarz şiddet içerikli bilgisayar oyunlarına daha yoğun bir şekilde yöneldiğini görmek mümkündür.
Burada çocukların ve gençlerin oynadığı oyunlarla ilgili dikkat edilmesi gereken en önemli konu yaş sınırıdır. Ebeveynler olarak önceliğiniz; internette oynanan oyunlar ve sosyal platformlarda çocuğunuzun karşılaştığı içeriğin yaşına uygun olup olmadığını kontrol etmek olmalıdır.
Yaş Dönemlerine Göre Teknoloji Kullanımı Farklılık Gösterir.
Günümüzde çocuklar çok küçük yaşlardan itibaren teknoloji ile tanışmaya ve teknolojiye ilgi göstermeye başlamaktadırlar. Bu alışkanlığın kazanılmasındaki etkenlerin başında küçük çocuğun ebeveyni model alması gelir. Bunun yanında televizyon, telefon, tablet gibi cihazların çocuklar ağladığında bir sakinleştirici ya da yorgun ebeveyn için nefes aldırıcı nitelikte kullanılması da başta gelen nedenler arasındadır.
Her türlü ekranın, özellikle küçük yaşlarda kontrollü ve sınırlı kullanılmadığında, çocuğa yararından çok zararının olduğu bilinmektedir. Ekran karşısında çocuk pasif konumdadır ve tek taraflı bir iletişim halindedir. Oysaki çocuğun ebeveyn veya bakım veren kişi ile karşılıklı ilişki içinde olmaya; sarılma, dokunma gibi fiziksel ve duygusal yakınlaşmaya ihtiyacı vardır. Bu ilişki, ileriki yıllarda öğrenmenin temelini de oluşturur. Bu nedenle 0-3 yaş döneminde, en azından 2 yaşına kadar, ekran ile çocuğun teması yok denecek kadar az düzeyde olmalıdır.
Teknoloji Kullanımının Yaş Dönemlerine Göre Kullanımında Öneriler;
Çocuklar Teknoloji Kullanımı Konusunda Bilinçlendirilmeli.
Önemli olan bu süreçte çocuğu dijital dünya ile ilgili doğru bilgilendirmek ve çocuklara kendilerini korumalarını öğretmektir. Bu amaçla bazı ailelerin koruyucu niteliği olan internet uygulamalarına başvurduğu bilinmekte ve bu uygulamalar uzmanlar tarafından desteklenmektedir.
Hayat tarzının değişmesi, çalışan anne sayısının artması, oyun kültürünün yerini sanal arkadaşlıkların ve bilgisayar oyunlarının alması teknoloji bağımlığını tetikleyen ve aynı zamanda ebeveynlerin önemle üzerinde durması gereken konulardır. İnternetin bilgi erişimini evlere ve okullara getirmesi sebebiyle çocukların eğitimi üzerinde etkisi büyüktür. Fakat, internetin doğru kullanılmadığı ve bilgi erişimi yerine sadece oyun ve sosyalleşmek amacıyla kullanılan bir unsur haline gelmesi bağımlılığı tetikleyen önemli bir faktördür.
Teknoloji bağımlılığı çocukların fiziksel ve psikolojik sağlığına olumsuz etki verebilecek bir sorun haline gelebilmektedir.
FİZİKSEL ETKİLERİ
El Bileği Sendromu: Klavyeyi veya fareyi kullanırken yapılan küçük hareketlerin hastalığa yol açması şaşırtıcı gelebilir. Fakat çok sayıda tekrarlandığı ve aylar, yıllar boyu sürdürüldüğü için küçük el hareketleri sonucu, zamanla, özellikle el bileği hizasındaki yapılarda bozulmalar meydana gelir. En sık görüleni el bileği sendromudur. El bileği sendromunda median sinir el bileği hizasında içinden geçtiği bileği kanalında sıkışır, yapısı bozulur ve işlevini yapamaz. Median sinir görevini yapmayınca elde uyuşukluk ve ağrı, başparmak hareketlerinde ve el sıkma gücünde azalma ortaya çıkar, el becerisi bozulur, incelik gerektiren el işleri yapılamaz.
Boyun kaslarında tutulma: Belli bir duruşta uzun süre kalmakla boyun kasları kasılır. Bu durum boyunda, bazen boyunla beraber başın arka kısımlarında ağrı sertlik ve uyuşmaya yol açar. Çalışırken kişinin stresli olması, monitörün baş hizasından yukarıda olması, aynı baş duruşunu değiştirmeksizin uzun süre sürdürmek boyun tutulmasını kolaylaştırır.
Uyku saatlerinin azalması: Bilgisayar tutkunları, birazdan kalkacağım diyerek gece geç vakte kadar otururlar. Oysa sabah kalkıp okula gideceklerdir. Televizyon uyutur; bilgisayar, özellikle internet kişilerin aktif katkısına ve ilgisine bağlı olduğundan uyanık tutar. Bilgisayar tutkunu gecenin geç saatlerine kadar bilgisayar başındadır. Uyku azlığı sonucu sürekli olarak kendini yorgun hisseder, çabuk sinirlenir, konsantrasyon gücü azalır.
Gözlerde yorulma: Sabit bir noktaya sürekli bakmak gözleri yorar. Gözlerin hareketi göz küresini hareket ettiren 6 değişik kasla sağlanır. Ayrıca gözler yakına ve uzağa baktığında, görüntünün retinaya odaklaşmasını sağlamak için, göz merceğini bombeleştirip yassılaştıran göz içindeki kaslar çalışır. Sabit bir noktaya sürekli bakmak gözleri yorar. Ayrıca ekrandaki görüntü ve ışık ayarının iyi yapılmamış olması, monitör ışığının titreşimli olması da göz yorgunluğunda etkili olur. Bunlara uykusuzluk da eklenince uzun süre bilgisayar kullanan kişilerin gözlerinde yorgunluk hissi, kızarıklık ve yanma ortaya çıkar.
PSİKOLOJİK VE SOSYAL ETKİLERİ
Peki Ebeveynler Bu Konuda Nasıl Yaklaşmalı?
Çocuklar, özellikle denetimsiz ve serbest oldukları ortamda bilgisayar ve diğer teknolojik araçlarla daha fazla vakit geçirme eğiliminde olabiliyor. O yüzden, çocuklarınızın teknoloji bağımlılığı ile başa çıkma ve denetim konusunda bazı ipuçları bu süreçte siz ebeveynlere yardımcı olacaktır:
ide okulları
Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü
Diğer yazılar
29.04.2024
Çocukların Duygusal Zeka Gelişimini Nasıl Destekleriz?
Çocukların Duygusal Zeka Gelişimini Nasıl Destekleriz?
29.03.2022
Çocuklarda Medya Araçlarının Kullanımı ve Ebeveyn Denetimi
Hayatımızın önemli bir parçası haline gelen teknolojik aletler, pandemi koşullarında kurtarıcı ve kolaylaştırıcı rolleriyle günlük yaşantımızda daha büyük bir alan kaplamaya başladı. Dijital araçlar; eğitime erişmek, bilgi edinmek, sosyalleşmek, beceri geliştirmek gibi amaçlarla kullanıldığında bile uygun kullanım koşulları sağlanmadığında çocuklarımızın sağlığı ve güvenliği için önemli bir tehdide dönüşebilir. Peki çocuklarımızın zarar görmesini engellemek için onları medya araçlarından uzak tutmak çözüm müdür?
ide olarak
hangi yaşta olursa olsun herkesin bir fikri, fikirleri olduğuna inanıyoruz. Okullarımızda
herkesin fikirlerinin yargılanmadan, özgürce ifade edildiği, tartışıldığı bir eğitim ve sosyal
ortam oluşturmaya odaklanıyoruz.
ide’nin eğitim yaklaşımına ve güvenli ortamına değer
katan en büyük unsurların başında eğitim kadromuz geliyor. Her biri uzun yıllardır eğitim
dünyasının içerisinde yer alan, benzersiz tecrübeye sahip eğitim ve idareci kadromuz
öğrencilerimizi yarınlara hazırlıyor. ide’de eğitim kadromuz dünyadaki en güncel gelişmeleri
takip edip uygulayarak öğrencilerimizin sadece Türkiye’de değil, dünyada da yetkin bireyler
olarak yetiştirilmesi için kendilerini sürekli geliştiriyor.
Okul-öğrenci-aile uyumuna
büyük önem veren bir kurum olarak sadece öğrencilerimizle değil, velilerimizle de açık, net bir
iletişim kurmayı ve aynı dili kullanmayı önemsiyor ve bunu gerçekleştirmek için gerekli
platformları ve yaklaşımları hayata geçiriyoruz.