Ergenlik ve Sınırlar

02.04.2024

Ergenlik, gençlerin dış görünüşleri ve davranışlarıyla yetişkinlermiş gibi davrandıkları ancak kendi başlarına her zaman iyi kararlar verebilecek olgunluğa sahip olmadıkları bir geçiş dönemidir.


Ergenin hem duygusal hem de fiziksel olarak yaşadığı bu değişim dönemi, beraberinde anne babanın da çocuğuna karşı olan tutum ve davranışlarına dair bir değişim sürecini zorunlu kılar. Bedensel büyümeyle birlikte aileler yetişkin gibi davranmak isteyebilir ancak ergenin ortaya koyduğu çocuksu tavırlar tam da yetişkin olmadığını hatırlatır. Bunun tam tersi, çocuğunun büyüdüğünü kabul etmekte zorlanan, ergene çocuk gibi davranma alışkanlığında olan ebeveynlere ise yetişkine benzer tavırları, artık çocuk olmadıklarını hatırlatır.

Yazgan ergenliği, ‘insan beyninin bu dönemdeki gelişimini çok ciddi bir inşaat faaliyetinin yürütüldüğü, herkesin arı gibi çalıştığı bir şantiyeye benzetirsek bu dönemin belki biraz tozlu, çamurlu, ufak tefek kazalı bir dönem olmasını da bekleyebiliriz. Mızrağın çuvala sığmadığı bir dönemdir.’ biçiminde ifade eder. 

Sınırlar

Ergenler zihinsel gelişim ve bireyselleşme süreciyle birlikte özgür olmak, bağımsız hareket etmek, alınan kararlarda söz sahibi olmak, hayatına yön vermek ister. Çocuklukta geçerli olan kuralları artık geçersiz olarak görür. Ebeveynler de bunlara ne düzeyde izin verecekleri konusunda kararsız kalırlar. 

Ergenlik döneminde, özgürlük ve sorumluluklar arasındaki dengenin iyi bir şekilde kurulması önemlidir. Ergenlikle başlayan daha fazla özgür olma isteğine paralel olarak, ergenin risk alma eğilimi artacaktır. Risk almanın getirdiği haz, ergenin sık sık aradığı bir duygudur. Ergenler bu hazzı yakalamaya çalışırken yetişkinlerin onaylamayacağı birtakım davranışları da deneyimleyecektir. Bu deneyimleri yaşarken ihtiyacı olan şey yetişkinler tarafından koyulacak sınırlardır.

Ergenlik dönemindeki genç, büyüme telaşındayken kendini güvende hissetmek için belli tutarlılığa, anlayışa ve otoriteye ihtiyaç duyar. Dayanıklılık ve kurallar, onun için ayaklarının altında güvenilir bir zemin, başının üzerinde bir çatı oluşturur. Ergen de bu zemin ve çatı arasında kendi özgürlüğünü deneyimlemiş, kendi sınırlarını belirlemiş ve kimliğini oluşturmuş olur.

 

Doğru zamanda, doğru yerde

Çocuklar ergenliğe adım attıklarında çocukluklarındaki temel kurallar hala geçerli olmalı, yepyeni bir sisteme geçmek söz konusu olmamalıdır. Ergenlik döneminde ihtiyacı olan şey kuralsızlık değil, rutinin devam etmesidir.

Sınırlar, dengeli olmayacak şekilde ya da ihtiyaç duyulmadığında kullanılırsa onların kendini keşfetme süreci de engellenmiş olur. Sınır koyarken bir ihtiyaca yönelik olması, gerekli olduğu ve çocuğun kişiliği değil davranışları ile ilgili olduğuna emin olunmalıdır.

Tutarlı olun

Ergenler sınırları sıklıkla test ederler. Sınır koyulduğunda anne babanın ortak tutumda olması, takibini yapması önemlidir. Çocuğa bir sınır koyulduysa farklı zaman dilimlerinde bu sınır esnememeli, bir yaptırım yapıldıysa takibi yapılmalıdır. Sınırlar ihlal edildiğinde sorumluluk ergenin olmalı, sonuçlarıyla yüzleşerek kendi davranışlarının sorumluluğunu alması sağlanmalıdır. Ergen sınırları belirleyen sorumlulukların neler olduğunu net olarak bilmelidir. Bir yaptırım varsa, bu bir ceza olarak değil özgürlük alanını belirleyen rutin bir koşul olarak ergene sunulmalıdır.

Ergeni dinleyin

Ergenlik döneminde anne baba ile çatışmalar yaşansa da onların en yakını yine ailesidir. Anne babası tarafından dinlendiğini, anlaşıldığını hissetmeye en çok bu dönemde ihtiyaçları vardır. Anlaşıldığını hisseden çocuk, karmaşık duygularla daha kolay baş edecek, daha kolay regüle olacaktır.

 

Güç savaşına girmeyin

Ergenlik dönemindeki bireyler hormonal ve duygusal değişimlerle birlikte otoriteye karşı olma, sınırı kabul etmeme, kendini her zaman haklı görme gibi farklı düşünce yapılarına sahip olurlar. Sınırlar koyulduğunda engellenmiş hisseder ve sınırları geçme ya da sınırlara karşı isyan etme gibi davranışlar sergileyebilirler. Genellikle bu davranışların altında güç isteği yer almaktadır. Ebeveynler, sınır koyarken güç savaşına girmekten uzak kalmalıdırlar. Sınır koyarken neyin hedeflendiği, amacının ne olduğu üzerinde durulmalıdır.

İletişimin gücü

Açık ve dürüst bir aile içi iletişim hem ergen hem de ebeveyni için en önemli güçtür. Güçlü bir iletişimle yaşanan sorunlar daha kolay çözüme kavuşur. Duyguların ve gün içinde yaşananların paylaşılmasının evin rutinde olması, tüm aile bireylerinin açık iletişimde olması kıymetlidir. Açık iletişim kurulan bir ailede sınırlar daha kolay sağlanır ve ergenin de sınırları geçme ihtiyacı en az düzeyde kalır. Sınırları kabul eden ve anlayan ergen sınırlar içinde yaşayabilmenin özgürlüğünü de deneyimlemiş olur.

Model olmak

Her ebeveyn çocuğunun dik duruşlu, sınırları olan güçlü bir yetişkin olmasını hayal eder. Güçlü ve sınırları bilen bir yetişkin olmasının ilk aşaması ailesinde sınırları görmesi ve bunları kendi yaşamına aktarmasıdır. Ergenler her ne kadar ailesinin zıttı gibi davranmaya çalışsa da ergenlik dönemi sonunda kendine yarattığı kimlik, büyük ölçüde ailesinden modellediklerinden oluşur. Kendi çevresine koyduğu sınırlar, sınır koyarken kurduğu iletişim, sorunlarla baş etme yöntemleri; bu dönemde edindiklerinin yansıması olarak kendi ilişkilerine, iş hayatına aktarılır. Bu nedenle güçlü yetişkinler olabilmeleri için çocukluk ve ergenlik döneminde sınırlara ihtiyaçları vardır.

Sınırlar ve Cinsel Gelişim

Çocukluktan ergenliğe geçişte hem aile hem de çocuk için pek çok şey değişirken çocukların bir yetişkin bedenine hazırlandıkları bir değişim daha yaşanır. Çocukların cinsel kimliğini kazanma süreciyle birlikte beden sınırları, mahremiyet, cinsel gelişim konuları farklılaşarak gündeme gelir. Bu süreç her ergenin kişilik özellikleri, aile kültürü, akran çevresine göre kişisel farklılıklar gösterir. Bazı çocuklarda utanma, içe çekilme, gizlenme ve mahremiyet isteği ön plana çıkabilir. Buna karşın günümüzde sosyal medya ve küreselleşen dünyanın etkisiyle birlikte ergenlerde daha çok merak daha az mahremiyet şeklinde bir gelişim süreci de dikkat çekmektedir. 

  • Bu dönemde ergen her şeyi biliyormuş gibi görünse de ebeveynlerin desteğine ve yol göstericiliğine ihtiyaç duyar. Ebeveynleriyle cinsellik hakkında konuşmak tuhaf gelse de doğru bilgi kaynağının ebeveyni olduğu da anlatılmalı ve daha sağlıklı geçirmesine destek olunmalıdır.
  • Ebeveyninden yeterli açıklık ve desteği göremeyen çocuk, internet dünyası aracılığıyla yaş gelişimine uygun olmayan cinsel içeriklere maruz kalarak cinselliği yanlış öğrenebilir. Bu, hem kendi gelişiminde hem de çevresine karşı olan davranışlarında sağlıklı olmayan bir tutumda olmasına sebep olabilir.
  • Ergenin arkadaşlarıyla kendi aralarında kullandığı bir dil olabilir. Akranları ile cinsel içerikli konuşmalardan keyif alabilirler. Burada önemli olan ailenin kısıtlı da olsa bilgi sahibi olması ve ergene kiminle, neyi, nerede, ne zaman konuşacağına dair sınırları çizebilmesidir.
  • Ergenlik dönemi, gençler arasında romantik ilişkilerin de başladığı; hoşlanma, sevgili olma, flört etme gibi kavramların dünyalarına girdiği bir dönemdir. Ebeveynler bu romantik ve masum arkadaşlıklara karşı hoşgörülü olmalı, anlamalı ancak takibi de bırakmamalıdırlar. Ayrıca bu ilk romantik ilişkilerle birlikte gençler; kabul etme, onaylama, uygun dille reddetme gibi ilişkilerde sınırlara dair önemli bilgileri de edinmektedir. Bu durumlarda aileler çocuklarına rehberlik etmeli, uygun yetişkin ilişkilerini modellemelidir.
  • Romantik ilişkilerle ilgili ailelerin öğreteceği en önemli şey, karşısındakinin duygu ve düşüncelerini anlamasına yönelik empatidir.
  • Güven duygusu ergenin cinsel gelişiminde en çok ihtiyacı olan duygudur. Sınırlarına güvendiğinizi hissettirmek, doğru davranışlar ve seçimler yapacağına inanmak çocukların da sınırlarını belirlemesi ve karşısındakinin sınırlarını kabul edebilmesi için destekleyici güç olacaktır.

ide Okulları’nda öğrencilerimizin sağlıklı bir ergenlik dönemi geçirmeleri, olumlu kişilikler edinebilmeleri amacı ile okul programında iletişim, empati, sınırları koruma gibi konuları ele alarak sosyal duygusal gelişimlerine destek oluyoruz. Aynı zamanda okulda düzenlenen çeşitli etkinlik ve atölyelerle öğrencilerimizin ergenlik döneminde spor, sanat gibi çeşitli alanlarla etkileşimde bulunarak enerjilerini sağlıklı uygun alanlara yönlendirmelerine rehberlik ediyoruz. Sınırları anlama ve önemseme konusunda ise sorumluluk duygusunu güçlendirecek ve doğru geribildirimler almalarını sağlayacak fırsatlar yaratıyoruz.

 

 

ide okulları Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü

 

 

Kaynaklar

 

Ergenlere Sınır Koyma, https://psikolaj.com.tr/ergenlere-sinir-koyma.html.

 

Mackenzie, R.J. (2012). Çocuğunuza Sınır Koyma. Yakamoz Yayınları.

 

Yazgan, Y. (2009). 99 Sayfada Ergenlikten Gençliğe, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.

Diğer yazılar

Gönüllü Olmak Bize Ne Kazandırır?

20.12.2019

Gönüllü Olmak Bize Ne Kazandırır?

Gönüllülük;  toplumda insanlar arasındaki sosyal ilişkilerin gelişmesine katkı sağlayan, toplumsal yaşantıyı kolaylaştırıcı bir değerdir. Toplum içinde bu değerin yaygınlaşması; ortaya çıkan kimi sosyal sorunlara çözüm üretilebilmesine, insanlar arasındaki birlik, beraberlik duygularının pekişmesine yardımcı olur.

Çocuğunuza Okul Seçerken Dikkat!

14.01.2019

Çocuğunuza Okul Seçerken Dikkat!

Eğer bir ebeveynseniz, hayatınız boyunca çocuğunuzun geleceğine etki edecek önemli kararlar verirsiniz.

logo
Neden İde?


ide olarak hangi yaşta olursa olsun herkesin bir fikri, fikirleri olduğuna inanıyoruz. Okullarımızda herkesin fikirlerinin yargılanmadan, özgürce ifade edildiği, tartışıldığı bir eğitim ve sosyal ortam oluşturmaya odaklanıyoruz.

ide’nin eğitim yaklaşımına ve güvenli ortamına değer katan en büyük unsurların başında eğitim kadromuz geliyor. Her biri uzun yıllardır eğitim dünyasının içerisinde yer alan, benzersiz tecrübeye sahip eğitim ve idareci kadromuz öğrencilerimizi yarınlara hazırlıyor. ide’de eğitim kadromuz dünyadaki en güncel gelişmeleri takip edip uygulayarak öğrencilerimizin sadece Türkiye’de değil, dünyada da yetkin bireyler olarak yetiştirilmesi için kendilerini sürekli geliştiriyor.

Okul-öğrenci-aile uyumuna büyük önem veren bir kurum olarak sadece öğrencilerimizle değil, velilerimizle de açık, net bir iletişim kurmayı ve aynı dili kullanmayı önemsiyor ve bunu gerçekleştirmek için gerekli platformları ve yaklaşımları hayata geçiriyoruz.