Öz Güven Gelişiminde Anne Babanın Rolü

29.11.2022

Öz güven; bireyin kendi yetenekleri ile duygularını tanıması, kendini sevmesi ve kendine güvenmesi olarak tanımlanır. Öz güven; iç öz güven ve dış öz güven olmak üzere ikiye ayrılır.

İç öz güven: Kendimizle barışık olduğumuza dair inancımız ve bu konuda hissettiklerimizdir.

Dış öz güven ise dışarıya kendimizden eminliğimizi anlatacak görüntü ve davranışlardır.

İç ve dış öz güveni sağlam olan kişiler; kendini sevme, tanıma, iyi ifade edebilme, kendine açık hedefler koyabilme, pozitif düşünme, duygularını kontrol edebilme gibi beceriler geliştirirler.

Öz güvenin İnşası

Çocuk, öz güvenini küçük yaşlardan itibaren inşâ etmeye başlar. İnşâ edilmeye başlanan bu öz güvenin büyük bir kısmı erken yaşlarda kesinlik kazanmaya başlasa da bu gelişme hayat boyu devam eder. Özellikle ergenlik dönemi ile birlikte öz güven, şekillenmeye başlar. İlk çocukluk çağı zamanında ailenin çocuğa verdiği mesajlar doğrultusunda gelişen öz güven, okula başladıktan sonra öğretmen ve arkadaşlarının verdiği mesajlarla gelişimine devam eder. Anne ve babalar da çocukların özgüvenini rahatça inşa edebilecekleri fırsatlar ortamını hazırlamalıdırlar. Şimdiye kadar söylediklerimizi özetlersek: Öz güven “Ben yapabilirim.” duygusudur. Bu duygu başkası tarafından kişiye verilemez, kişinin kendisinin bu duyguyu geliştirmesi ve inşa etmesi gerekir. Bu duygu da her ortamda gelişemez ancak belirli özeliklere sahip bir ortamda gelişebilir.

 

Çocukların Öz Güvenini Geliştirmek İçin Anne ve Babalar Neler Yapabilir?

 

  • Çocuğa sınırların belli olduğu ve sevginin açıkça ifade edilebildiği olumlu bir ev yaşamı sağlanmalıdır. Böyle bir ev ortamında yetişen çocuğun hem akademik hem de kişisel öz güveninin temeli oluşturulmuştur.
  • Anne - babanın çocuğundan beklentileri, onun yetenekleri ve yapabilirliği ile kıyaslandığında gerçekçi olmalıdır.
  • Çocuğun okulla ilgili yetersizliklerinden çok başarılarının üzerinde durulmalıdır. Bir dersten aldığı düşük bir not diğer dersteki çalışma ve başarısını gölgelememelidir.
  • Başarıyla sonuçlanmasa bile çabaları takdir edilmelidir. Bir çocuğun anne - babası tarafından, “Öğrenmeye çalışmandan gurur duyuyorum.”, “İyi çalışman beni mutlu ediyor.” gibi sözlerle yüreklendirilmesi, çocuğun daha çok çaba harcaması için onu motive edecek; mücadele gücünü geliştirecektir.

  • Başarıları kadar gösterdiği gelişme ve ilerlemeler de çocuğun dün yapamadıkları ile bugün yapabildikleri karşılaştırılarak somut bir şekilde ortaya konmalıdır.
  • Çocuğa kendi işini kendisinin yapması için fırsat tanınmalı, tek başına yapabileceği işler bir yetişkin tarafından yapılmamalıdır.
  • Sosyal muhakemesini geliştirmek için sorun onun adına çözülmemeli, çözüm bulmasına yardımcı olunmalı, alternatifler üzerine düşünmesi sağlanmalıdır.
  • Başladığı işi bitirmesi konusunda motive edilmeli, destek olunmalı, model oluşturulmalıdır.
  • Başarısız olduğunda, yaptığının zor olduğunu kabul edip denemesi için yüreklendirilmeli, mücadele etmesi sağlanmalıdır.
  • Çocuğun duygu, düşünce ve inançlarını açık, dürüst ve başkalarının haklarını ihlal etmeden, karşısındaki kişiyi aşağılamadan, incitmeden ve ezmeye çalışmadan ifade etmesi sağlanmalıdır.
  • Duygularını ifade etmesi, yaşadıklarını paylaşması konusunda ona model olunmalıdır. Konuşmaya başladığında onu sonuna kadar dinlemek, onun anlatma konusundaki motivasyonunu ve kendini ifadesini arttıracaktır.
  • Çocuk haklı olduğunda haklılığı vurgulanmalı, haksız olduğunda hataları ve nasıl düzeltilebileceği konuşulmalıdır.

  • Kendi kararlarını verebilmesi, seçim ve tercihlerini yapabilmesi için uygun ortam yaratılmalı; karar, seçim ve tercihlerinin sonuçlarına katlanması sağlanmalıdır.
  • Evde düzenli olarak belli konularda sorumluluk alması sağlanmalı ve aldığı sorumlulukları yerine getirip getirmediği izlenmelidir.
  • Çocukla konuşurken yere çömelmeli ve onun göz seviyesine inilmelidir. Bu, ona önemli olduğu mesajını verir. Onun da diğer kişilerle iletişiminde göz teması kurmasına özen gösterilmelidir.
  • Çocuğun mümkün olduğu kadar farklı sosyal ortamlarda bulunması sağlanmalı; değişik insanları, çevreleri ve ortamları tanıması için fırsat verilmelidir.
  • Girdiği farklı sosyal ortamlarda başarabileceği görevler alması sağlanmalıdır.
  • Çocuğun zamanını verimli kullanabilmesi için onu yönlendirmek gerekir. Kendisine nelerle ilgilenebileceği konusunda rehberlik edilmeli, kendine yetebildiğini görmesi sağlanmalıdır.
  • Hoşlandığı, başarılı olabileceğine inandığı, yetenekli ve ilgili olduğu alanda bir hobi edinmesi sosyalleşmesi ve öz güveninin gelişmesi açısından önemlidir.
  • Ailedeki tüm bireylerin kişisel sorunlarını, aile içi sorunlarını, başlarına gelen iyi - kötü olayları, onları sevindiren veya üzen olayların konuşulup paylaşabildiği düzenli toplantılar yapılmalıdır. Bu toplantılar aile içi uyumu ve huzurlu birlikteliği geliştirecektir.

 

Bugünün çocuklarının yarının yetişkini olduklarında oldukça güç şartlarda yaşam mücadelesi vermeleri gerekeceği ve anne babaları gibi onları kucaklayacak ve destekleyecek yetişkinlerle bir arada olmayacakları düşünüldüğünde kendi ayakları üzerinde durabilen, zorluklar karşısında mücadele gücü olan, duygusal ve sosyal açıdan güvenli ve güçlü çocuklar yetiştirmenin önemi daha iyi anlaşılacaktır.

 

 

 

                                                              ide okulları Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Bölümü

Diğer yazılar

Merhaba LGS

24.10.2022

Merhaba LGS

Liselere Giriş Sınavı, bir öğrencinin hayatında karşılaştığı ve onun geleceğini etkileyecek ilk ciddi sınavdır. LGS öğrencilerimizin bu yıla kadar almış olduğu akademik bilgi ve becerinin yanı sıra okuma ve okuduğunu anlama becerisini de ölçer, ancak her çocuğun bireysel özelliklerinin birbirinden çok farklı olduğunu, mutlaka farklı yetenekleri olan alanların varlığını bildiğimiz günümüz dünyasında asla “her şey” demek değil. Bu anlamda sınav ile ilgili bakış açılarımızı gözden geçirmemiz yerinde ve faydalı olacaktır.

Pozitif Ebeveynliğe Giden Yolu Keşfedebilmek

02.02.2021

Pozitif Ebeveynliğe Giden Yolu Keşfedebilmek

Ebeveynlik öyle bir yolculuktur ki başı olan ama sonu olmayan bir serüvendir. Hamilelik öncesinden bile önce içsel bir hazırlığın yapıldığı ebeveyn olma sürecinde, öncelikli olarak eve yeni gelecek üyenin fiziksel sağlığını gözeten bir hazırlanış olur.

logo
Neden İde?


ide olarak hangi yaşta olursa olsun herkesin bir fikri, fikirleri olduğuna inanıyoruz. Okullarımızda herkesin fikirlerinin yargılanmadan, özgürce ifade edildiği, tartışıldığı bir eğitim ve sosyal ortam oluşturmaya odaklanıyoruz.

ide’nin eğitim yaklaşımına ve güvenli ortamına değer katan en büyük unsurların başında eğitim kadromuz geliyor. Her biri uzun yıllardır eğitim dünyasının içerisinde yer alan, benzersiz tecrübeye sahip eğitim ve idareci kadromuz öğrencilerimizi yarınlara hazırlıyor. ide’de eğitim kadromuz dünyadaki en güncel gelişmeleri takip edip uygulayarak öğrencilerimizin sadece Türkiye’de değil, dünyada da yetkin bireyler olarak yetiştirilmesi için kendilerini sürekli geliştiriyor.

Okul-öğrenci-aile uyumuna büyük önem veren bir kurum olarak sadece öğrencilerimizle değil, velilerimizle de açık, net bir iletişim kurmayı ve aynı dili kullanmayı önemsiyor ve bunu gerçekleştirmek için gerekli platformları ve yaklaşımları hayata geçiriyoruz.